İzmir'den Otobüs İle Kalkışlı 5 Gece 6 Gün Konaklamalı Boydan Boya Gap Turu

Sabah kahvaltımızı (ekstra) yolculuk sırasında aldıktan sonra, ülkemizin en büyük şehirlerinden biri olan ve ismini Uranos’un oğlundan alan ADANA’ya varıyoruz. Toros Dağları’nın güneyinde yer alan verimli Çukurova toprakları üzerine kurulmuş, Seyhan Nehri’nin iki yakasını kapsayan 33 hektar büyüklüğündeki MERKEZ PARK'ı panoramik olarak görüyoruz. Ardından, Türkiye’nin en büyük camisi olan SABANCI MERKEZ CAMİ’ni ziyaret ediyoruz. İhtişamı ile bizleri büyüleyecek bu olağanüstü yapının ardından, Adana’nın simgelerinden biri olan TAŞKÖPRÜ’ye yöneliyoruz. SEYHAN NEHRİ’nin AKDENİZ’e doğru olan uzun yolculuğunda, biz de onu yalnız bırakmıyor ve bu anıları ölümsüzleştirmek için fotoğraflar çekiyoruz.

Daha sonra, Güneydoğu Anadolu’nun en büyük şehri ve Türkiye’nin 8. ili olan, Milli Mücadelemiz sırasında destan yazan “Gazi” unvanlı şehrimiz GAZİANTEP’e geçiyoruz. İlk durağımız, dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biri olan GAZİANTEP ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ; burada, Birecik Barajı suları altında kalan Zeugma Antik Kenti’nin muhteşem mozaiklerini göreceğiz. Keyifli ziyaretin ardından, Gaziantep’in sokaklarını keşfe çıkıyoruz. Nuri Paşa Cami, Karagöz Cami, Gümrük Hanı, Zincirli Bedesten, Alaüddevle Cami ve Almacı Pazarı’nı gezdikten sonra, Antep Harbi’nden tasavvuf söyleşilerine kadar pek çok sohbete tanıklık eden, Türkiye’nin en eski kahvehanelerinden biri olan ünlü TARİHİ TAHMİS KAHVESİ’ne gidiyoruz. Baklavacılar ve fıstıkçıların yer aldığı sokaklarda yürüyerek otelimize ulaşıyor ve akşam yemeğimizi alıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama GAZİANTEP’teki otelimizde gerçekleşiyor.

Sabah kahvaltımızı otelimizde yaptıktan sonra, Gaziantep’e güzel anılarla veda ederek, bu kez Fırat’ın suları altındaki Saklı Cennet olarak bilinen HALFETİ’yi keşfetmek üzere yola çıkıyoruz. Sakin bir yaşam tarzına sahip olan (CITTASLOW) kentimizin, geçmişten günümüze uzanan hikayesini BİRECİK BARAJI’nda gerçekleştireceğimiz tekne turu (ekstra) sırasında dinliyoruz. Sular altında kalmış evlerini, ağaçlarını ve camilerini izlerken, hep birlikte bir zamanlar var olan Halfeti’yi hayal ediyoruz. Öykümüzün sonunda “Fırat’ın suyundan, Halfeti’nin havasından ve toprağından ayırmayın beni diyen!” dünyaca ünlü SİYAH GÜL’ün yetiştiği topraklardan ayrılıp, efsanevi Yediyamanlar’ın kenti ADIYAMAN’ın KAHTA ilçesine doğru yol alıyoruz. Ardından, dileyen yolcularımızla (ekstra) bizi bekleyen minibüslerdeki yerlerimizi alarak muhteşem bir deneyim için hareket ediyoruz. İlk durağımız, Antik Cabinas Çayı üzerinde bulunan CENDERE KÖPRÜSÜ ve KARAKUŞ TÜMÜLÜSÜ’nde kısa fotoğraf molaları verdikten sonra, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan NEMRUT DAĞI’nın gizemli dünyasına yolculuğumuza başlıyoruz.

Yaklaşık 2150 metre yüksekliği ile dünyanın en yüksek açık hava müzesi ve 8. harikası olan Nemrut Dağı’nda, 2000 yıldır güneşin doğuşunu ve batışını bu yükseklikten izleyen dev heykelleri görerek, güneşin dağı selamlamasına tanıklık ediyoruz. Antik dünyanın küçük ama inanç, kültür ve geleneklerinin bir araya geldiği KOMMAGENE Krallığı’nın sırlarla dolu dünyasına yaptığımız bu yolculuğun ardından Nemrut’a veda ediyor ve DİYARBAKIR için yola çıkıyoruz. Akşam yemeği molası (ekstra) verdikten sonra, DİYARBAKIR’daki otelimize yerleşiyoruz. Geceleme DİYARBAKIR’daki otelimizde gerçekleşiyor.

Not: Mevsim şartları nedeniyle Nemrut’a çıkış engellenirse, ek nitelikli Nemrut Programı iptal edilerek, Diyarbakır’a daha erken saatlerde varılması planlanmaktadır.

Sabah kahvaltımızı otelimizde yaptıktan sonra, Çin Seddi’nden sonra dünyada en iyi korunmuş yapılar arasında yer alan DİYARBAKIR SURLARI’nı görüyor ve sur içine ulaşarak kenti keşfetmeye başlıyoruz. İhtişamıyla bizi büyüleyecek bir diğer önemli yapı olan ULU CAMİ’ne gidiyoruz. El değiştiren sahiplerine ve onların dokunuşlarına tanıklık ettikten sonra, CAHİT SITKI TARANCI MÜZESİ’ni ziyaret ediyor ve küçük bir çay molası vereceğimiz TARİHİ HASAN PAŞA HANI’na uğruyoruz. Ardından, HASANKEYF’e doğru yola çıkıyoruz.

Ilısu Barajı’nın muhteşem görüntüleri eşliğinde yeni Hasankeyf’i keşfediyoruz. Arkeo Park Kültür Alanı içinde yer alan ZEYNEL BEY TÜRBESİ’ni yeni yerinde ziyaret ediyor ve diğer yapılar hakkında bilgi alıyoruz. Yöresel Hasankeyf Hilve Kahvesi’ni içtikten sonra, MİDYAT için yola çıkıyoruz. Film platolarının gözde mekanı olan MİDYAT’a ulaştığımızda, “Sokaklarında yürümezseniz Midyat’ı anlayamazsınız!” diyoruz ve DEVLET KONUKEVİ’ne gidiyoruz. Dileyen yolcularımız burada, yakın zamanda çekilen “Sıla” filmiyle ününe ün katan konağı ziyaret edebilirken, dileyen yolcularımız da gümüş alışverişi yapma fırsatını değerlendirebilirler. Ardından otelimize ulaşıyor ve akşam yemeğimizi alıyoruz. Konaklama, Midyat’taki otelimizde gerçekleşiyor.

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra, Taşların Dile Geldiği Güneş’in Ülkesi MARDİN’e doğru yola çıkıyoruz. Kente ulaştığımızda, pek çok modacının gözde defile mekânı olarak tercih ettiği KASIMİYE MEDRESESİ’ni ziyaret ediyoruz. Bir zamanların önemli eğitim merkezlerinden biri olan bu medrese, hüzünlü hikayesi ve tasavvuf öğretisinin en güzel örneklerinden biriyle bizi karşılıyor. Ziyaretimizin ardından yöreye özgü lezzetlerin tadına bakacağımız öğle yemeğine geçiyoruz. Bu lezzetleri deneyimleyerek enerjimizi topladıktan sonra 1. Caddedeki yürüyüşümüze başlıyoruz.

Panoramik yürüyüşümüz sırasında; ŞEYH ÇABUK CAMİİ, ESKİ SÜRYANİ KATOLİK PATRİKHANE BİNASI, CUMHURİYET MEYDANI, Mardin evleri ve sokakları, çarşıları, pasajları görerek ULU CAMİ’ye gidiyoruz ve ziyaret ediyoruz. Dönüş yolunda, KASIM TUĞMANER CAMİ, TUĞHAN, ŞAHKULUBEY KONAĞI’nı görerek merkezden ayrılıyor ve DEYRULZAFARAN MANASTIRI’na yöneliyoruz. Muhteşem mimarisi ile Süryani Kilisesi’nin önemli merkezlerinden biri olan bu manastırı ziyaret ederken, Süryani kültürünü de yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Keyifli ziyaretin ardından, günümüzden yaklaşık 12.000 yıl öncesine gidecek ve GÖBEKLİTEPE’nin heyecan verici sırlarını keşfetmek üzere bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz. İnsanoğlunun gözlerini ilk kez dünyaya açtığı ve Dünya’nın İlk Tapınağı olarak bilinen bu noktada, tarihin derinliklerine dalıyoruz.

Ziyaretimizin ardından bu kez de ŞANLIURFA’ya ulaşıyor ve otelimize yerleşiyoruz. Hazırlandıktan sonra (ekstra) dileyen misafirlerimiz ile Ariflerin söze geldiği, çırakların dize geldiği ve şiirlerin saza geldiği yöresel SIRA GECESİ’ne gidiyoruz. (Bu akşam otelde yemek fiyata dahil değildir; SIRA GECESİni tercih etmeyen misafirlerimiz ise URFA’nın geleneksel mutfaklarının ve kebaplarının tadına bakma fırsatını yakalayabilirler.) Akşam yemeğimizi müzik eşliğinde keyifle tamamladıktan sonra otelimize dönüyoruz. Konaklama ŞANLIURFA’daki otelimizde gerçekleşiyor.

Sabah kahvaltımızı otelimizde yaptıktan sonra BALIKLI GÖL (Aynzeliha ve Halil-ür Rahman Gölleri), RIZVANİYE CAMİ (Zulümiye Camii), MEVLİD-İ HALİL KÜLLİYESİ VE HZ. İBRAHİM MAĞARASI, ve HALİ-ÜR RAHMAN CAMİ’ni ziyaret ediyoruz. Ardından, Tevrat’ta Hârân olarak, İncil’de de aynı isimle anılan ve İslam tarihçilerinin kentin kuruluşunu Nuh Peygamberin torunlarından Kaynana veya İbrahim Peygamberin kardeşi Aran’a (Haran) bağladıkları bir yer olan HARRAN’a gidiyoruz.

Bu bölgenin iklimi ve doğasıyla uyumlu, kendine özgü yapılarıyla tanınan HARRAN EVLERİ’ni gezdikten sonra HARRAN KALESİ, SURLAR ve tarihin en eski İSLAM ÜNİVERSİTESİ’ni görerek ziyaretimizi tamamlıyoruz. Son olarak, İzmir’e doğru yola çıkıyoruz. Gece boyu sürecek yolculuğumuzun ardından sabah erken saatlerde İzmir’e ulaşıyoruz. Bir başka seyahatte görüşmek dileğiyle vedalaşıyoruz.