Misafirlerimizi aldıktan sonra yolculuğumuza başlıyoruz. Kula–Afyon-Ankara karayolunu takiben sabah saatlerinde Sungurlu’ya ulaşıyoruz. Sabah kahvaltımızı uygun bir tesiste aldıktan sonra, Selçuklu döneminin izlerini süreceğimiz Tokat’a hareket ediyoruz.
Dünyaca ünlü Ballıca Mağarası ile turumuza başlıyoruz. Daha sonra Türkiye’nin en güzel beş hanından birisi olma özelliğine sahip ve diğer adı Voyvoda Han olan Taşhan ziyaretlerini gerçekleştiriyoruz. Anadolu'nun en büyük hanlarından olan Taşhan'ın avlusunda sıcak bir çay içip meşhur Tokat yaprağı, Tokat yazması, Tokat sofra bezi ve bakırcılardan bakır satın alabilirsiniz. Buradaki serbest zamanımız ardından rehberimizle buluşuyor ve 900 adımda 900 yıllık tarihe tanık olacağımız Sulusokak’a doğru yürüyüşümüze başlıyoruz.
Tokat Kalesi (panoramik), Ali Paşa Camii, Ali Tusi Türbesi, Sık Dişini Helası, Tokat Müzesi, Yağbasan Medresesi, Takyeciler Camii ve Deveciler Hanı rehberimizin anlatımı eşliğinde kimisinin hikayesinde kimisinin tarihi ehemmiyetinde kimisinin mimarisinde masalımsı bir gezimiz sonrası Sivas’a doğru yola çıkıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama Malia Hotel Sivas'ta olacaktır.
Sabah kahvaltımızı açık büfe olarak otelimizde aldıktan sonra Sivas’taki ilk gezi noktamız, 1271 yılında Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından Mimar Kaluytan’a yaptırılan Gök Medrese olacak. Eğri minaresiyle görenleri hayrete düşüren ve hala kullanılan Anadolu'nun en eski camilerinden Ulu Camii ise diğer göreceğimiz yapılar arasında. Sonrasında gerçekleştireceğimiz Taşhan, Buruciye Medresesi ve Çifte Minare gezilerimizi takiben, 1939 ve 1992 yılında yaşamış olduğu yüksek şiddetli depremler sonrasında kurulan ve modern bir mimariye kavuşan Erzincan'a gitmek üzere yolumuza devam ediyoruz.
Şehir merkezinde yapacağımız panoramik turun ardından Bakırcılar Çarşısı'nda serbest zaman veriyoruz. Erzincan’ın Tercan ilçesine ulaşıyoruz. Saltukoğulları Hükümdarı II. İzzettin Saltuk’un kızı Mama Hatun Türbesi ve Külliyesi'ni ziyaret ediyoruz. Türk tarihinde önemli, efsanevi kadın savaşçı ve idarecilerden olan Mama Hatun, enteresan türbe mimarisi ile de dikkat çekiyor. Gezimize devam ederken Aşkale üzerinden Dadaşlar diyarı Erzurum'a varıyor ve otelimize yerleşiyoruz. Akşam yemeği ve konaklama Erzurum otelimizde, 4 yıldızlı Palan Hotel'de olacak.
Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında Erzurum'u gezmeye, 1991 yılında Turizm Bakanlığı tarafından onarımdan geçirilen ve halen müze olarak kullanılmakta olan Yakutiye Medresesi ile başlıyoruz. Erzurum'daki ilk Osmanlı Camisi olan ve dönemin mimarbaşı Mimar Sinan’a Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılan ve bugün kendi adıyla anılan camiyi ziyaret ettikten sonra Rüstem Paşa Kervansarayı'nda (Taşhan) serbest zaman veriyoruz. Vereceğimiz serbest zamanda Oltu Taşı çarşılarında gezebilir ve alışveriş yapabilirsiniz.
Ardından Erzurum'un sembolü olan Çifte Minareli Medreseyi ve Ulu Camii’yi gezip Erzurum Evleri arasında yapacağımız keyifli yürüyüş sonrasında Sultan Melik Mahallesinde bulunan ve Anadolu'daki mezar anıtlarının en güzel örneklerinden biri olan Üç Kümbetler'i ziyaret edip ardından Erzurum savunmasının ve Anadolu'nun en büyük kahramanlarından Nenehatun’un mezarının da bulunduğu Aziziye Tabyaları'nı panoramik olarak görüyoruz. Sonrasında, Selçuklular ve Bizanslılar arasında yapılmış yüzyıllık çarpışmalardaki ilk büyük meydan muharebesi olan Pasinler Meydan Muharebesi'nin gerçekleştiği bölgeden geçiyoruz ve Bingöl Deresi ile Pasinler Deresi’nin birleşerek Aras Nehri'ni oluşturduğu bölgede bulunan ve İlhanlı döneminde yapılmış olan Çoban Dede Köprüsü'nü görüyoruz ve fotoğraf molası vererek yolumuza devam ediyoruz. Horasan üzerinden geçip yolumuzun üzerinde bulunan Peri Bacaları örneklerini ve Obsidyen Yatakları'nı görerek 1919 yılında Kafkasya projesini gerçekleştirmek için başlatılan sonunda bir drama dönüşen büyük harekâtın yapıldığı Sarıkamış'a ilerliyoruz.
Yolumuz üzerinde yer alan Sarıkamış Şehitler Anıtı'nda vereceğimiz fotoğraf molasının ardından Kars'a varıyoruz. Ülkemizin en doğusunda olmasına rağmen, aslında Kafkasya'nın en batısında olan, yani hem doğulu hem batılı özellikleriyle çevresindeki Erzurum, Ağrı, Iğdır gibi illerden kültürel anlamda çok farklı, kıpır kıpır sokaklarıyla hayat dolu bir şehir olan Kars’ı keşfetmeye başlıyoruz. 1877 yılından sonraki 40 yıl boyunca Rus işgalindeyken yeniden kurulan şehir, Baltık mimarisinin ülkemizde en iyi izlenebileceği merkezdir. Birbirini 90 derecelik açıyla kesen sokaklar, cepheleri süslü, kesme taş binalar ve daha niceleriyle Kars'ı çok seveceksiniz. Kars Kalesi'ni panoramik olarak görüyoruz. Ardından Arpaçay’ın kenarında kurulmuş Ani Harabeleri’ne gidiyoruz. Batı Kafkasya’nın en önemli tarihine sahip olan Ani, Ermeni kültürünün en önemli yapıtlarını da bünyesinde barındırmaktadır. Gezeceğimiz yerler arasında Katedral, Surp Kırkor, Surp Pırgıc (Keveli Kilisesi), Selçuklu eserlerinden Menücehr Camii, Ebul Muhammeran Camii ve Sultan Sarayı bulunuyor. Buradaki gezimizin ardından otelimize ulaşıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama Kars otelimizde, Kars Kale Otel'de olacak.
Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltı sonrasında, Posof Türk Gözü Sınır Kapısı'na ulaşıp çıkış işlemlerimizi yaptıktan sonra Gürcistan’a giriş yapıyor ve Tiflis'e doğru yol almaya başlıyoruz. Kars platolarından doğan Kura Nehri eşliğinde Tiflis’e doğru ilerlerken, önce Abhazya Türkleri'nin yoğun yaşadığı Akhaltsikhe şehrine, oradan da Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı projesinin kilit noktalarından birisi olan ve Orta Çağ kaleleriyle dolu tabiat harikası olan Borjomi'ye ulaşıyoruz. Buralarda alacağımız panoramik fotoğrafların ardından Borjomi Park'ta bir saatlik bir yürüyüş yapıyoruz.
Sonrasında Gürcistan’ın eski başkenti olan Mtskheta'yı yürüyerek geziyoruz. Orta Çağ Gürcistan’ının en görkemli yapılarından biri olan Svetitskhoveli Kilisesi'ni gezdikten sonra UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Jvari Manastırı’na araçla çıkıyoruz. Buradan kuşbakışı Mtskheta'yı seyredip fotoğraf çektikten sonra Tiflis’e hareket ediyoruz. Akşam yemeğimizi (ekstra) Gürcü Kafkas gecesi eşliğinde yöresel yemekler ve içeceklerle restoranda alıyoruz ve otelimize gidiyoruz. Dileyen misafirlerimiz otelden ayrılarak Tiflis’in akşam manzaralarını keşfedebilir. Akşam yemeği ve konaklama otelimizde, ibis Tbilisi Stadium Hotel'de olacak.
Sabah otelde alınan kahvaltı sonrasında gezimize Sameba Katedrali'nden başlıyoruz. Ardından Eski Tiflis bölgesine geçiyoruz ve burada Haydar Aliyev Parkı, Tarihi Tiflis Hamamlar Sokağı, İncir Vadisi ve Şelalesi, 1811 yapımı Cuma Camii, Tiflis Avrupa Meydanı, Tiflis’in kurucusu kral 1. Vahtang Heykeli gibi önemli yerleri keşfediyoruz. Narikala Kalesi’ne teleferikle çıkarak kuşbakışı Tiflis manzarasının tadını çıkarıyoruz ve 1958 yılında yapılan Gürcü Anası Heykeli'ni görüyoruz.
Öğle yemeği molamızın ardından Tiflis’in meşhur Ressamlar Çarşısı ve Eskiciler Pazarı’na gidiyoruz. Burada biblolar, Sovyet madalyaları, kuş tüyünden yapılan tablolar, plaklar, değerli taşlar, magnetler, geleneksel Kafkas kıyafetleri ve yöresel ürünler satın alabilirsiniz. Sonrasında Tiflis Kaplumbağa Gölü’ne hareket ediyoruz. Rakım olarak 685 metre yükseklikte bulunan bu volkanik gölü ve güneş saatini keşfediyoruz. Gezimize devam ederken ülkenin en meşhur caddesi olan Sanat Caddesi’ni ziyaret ediyoruz. Panoramik olarak göreceğimiz yerler arasında Shota Rustaveli Caddesi; bu caddede ünlü Gürcü yazarı Shota Rustaveli Heykeli, Cumhuriyet Meydanı, Çarlık Dönemi Binalar, Tiflis Opera ve Bale Binası, Güzel Sanatlar Müzesi, 2. Dünya savaşı sırasında Alman esirler tarafından inşa edilen Gürcistan Meclis Binası, Özgürlük Meydanı, Gürcü Sembolü Aziz George Heykeli, Tiflis İl Genel Meclis Binası gibi önemli yapılar yer alıyor. Akşam yemeği için serbest zamanımızın ardından otele dönüyoruz. Konaklama otelimizde, ibis Tbilisi Stadium Hotel'de olacak.
Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından, Batum’a doğru hareket ediyoruz. Batum merkezine vardığımızda ilk olarak, kafelerin ve saat kulesinin bulunduğu Piazza Meydanı’na gidiyoruz. İzmir'deki saat kulesinin benzeri olan bu yapının özel bir özelliği var; yaz mevsiminde akşam saat 19:00'da 5 dakikalığına çeşmelerinden ücretsiz olarak Gürcistan yerel votkası chacha akıyor, bu yüzden Chacha Kulesi olarak da anılıyor. Ardından Avrupa Meydanı ve Medea Heykeli'ni inceleyip fotoğraflarımızı çekiyoruz. Avrupai tarzda inşa edilmiş eserleri ve binaları gördükten sonra Tiyatro Meydanı’na yürüyoruz. Burada Draa Tiyatrosu ve Poseidon Heykeli'ni gezdikten sonra Batum sahiline geçiyoruz. Sahilde kısa bir yürüyüşün ardından, yemyeşil bir doğa içinde, masmavi ve çamurlu nehirlerle beslenen Makhuntseti Köprüsü ve Şelalesi’ni ziyaret ediyoruz. Burada geçireceğimiz keyifli saatlerin ardından, Gürcü kahvesi yudumlayarak bu anı taçlandırıyoruz. Akşam konaklama otelimizde, 5* Euphoria Hotel'de olacak.
Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından, Batum’dan ayrılıyoruz. Kapı geçişlerimizi tamamladıktan sonra, Fırtına Vadisi’ne doğru yola çıkıyoruz. Fırtına Vadisi, dünyanın korumada öncelikli 200 ekolojik bölgesinden biri olarak biliniyor. Vadinin muazzam güzellikleri arasında, dileyen misafirlerimizle (ekstra) Zilkale ve Palovit Şelalesi turu yaparak Doğu Karadeniz’in en etkileyici manzaralarını ve Doğu Karadeniz İpek Yolu’nu keşfediyoruz.
Bu tur sırasında filmlere ve dizilere de konu olan Şenyuva (Çinçiva) Köprüsü’nü de görme fırsatımız olacak. Öğle yemeğimizi ise Fırtına Deresi kenarındaki restoranlarda, yöresel yemeklerden oluşan lezzetli bir menü ile alıyoruz. Yemek sonrası, Çamlıhemşin yönünde, ilçenin 19 km güneydoğusunda, 1350 m. rakımda yer alan, ladin ve kestane ormanlarıyla kaplı Ayder Yaylası’na çıkıyoruz. Ayder Yaylası’nda gezimize, yaylanın simgelerinden biri olan Kalegon Vadisi içerisindeki Gelintülü Şelalesi’ni uzun uzun fotoğraflayarak başlıyoruz. Yaylada serbest zamanımızda keyifli bir yürüyüş yapıyor ve yemyeşil Şenlikdüzü çimenlerinde enerjimizi yeniliyoruz. Günün sonunda, Çaykara’daki otelimize hareket ediyoruz. Konaklama ve akşam yemeğimiz otelimizde, Çaykara Park Hotel’de olacak.
Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından, Karadeniz Bölgesi’nin en önemli tarihi ve turistik gezi alanlarından biri olan Sümela Manastırı’na doğru hareket ediyoruz. Trabzon’un Maçka İlçesi’ndeki Altındere Vadisi’ne hâkim, Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan bu manastır, halk arasında “Meryem Ana” adıyla bilinir. Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan yapı, manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve su kenarlarında kurulma geleneğini sürdüren önemli bir örnek olarak dikkat çeker.
Rehberimiz eşliğinde gerçekleştireceğimiz bu etkileyici gezinin ardından, Kurtuluş Savaşı'nın başladığı Karadeniz’in en büyük şehri olan Samsun’a ulaşıyoruz. Burada, öğle yemeğimizi meşhur Samsun pidesi ile alıyoruz. Yemeğin ardından, Atatürk’ü karargâh subaylarıyla birlikte 16 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul’dan alarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a getiren Bandırma Gemisi’ni ziyaret ediyoruz. Samsun şehir turumuzu tamamladıktan sonra, Amasya’ya gitmek üzere yola çıkıyoruz. Akşam yemeği ve konaklama için Lalehan Hotel’e yerleşiyoruz.
Sabah otelimizde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından, Osmanlı Devleti'nin arka bahçelerinden biri olan ve Yeşilırmak’ın şekillendirdiği Amasya’da gezimize başlıyoruz. Osmanlı Devleti'nin şehzadeler kentlerinden biri olan bu güzel şehirde, ilk olarak Şehzadeler Parkı’nda kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Ardından, Roma döneminden kalma eserler arasında halen kullanılmakta olan Alçak Köprü üzerinde fotoğraf molası veriyor ve yali boyu evlerini en güzel noktadan fotoğraflıyoruz.
Amasya’nın tarihi dokusunu keşfetmeye devam ederken, Amasya Kalesi’ni ve Helenistik dönemde bölgeye hükmetmiş Pontus Krallığı’na ait Kaya Mezarlarını panoramik olarak görüyoruz ve fotoğraflıyoruz. Daha sonra, 1865 yılında inşa edilen Osmanlı döneminin zarif sivil mimari örneklerinden biri olan Hazeranlar Konağı’nı (ya da Şehzadeler Konağı) ziyaret ediyoruz. Amasya gezimizin sonuna doğru, önce II. Beyazıt Külliyesi’ni görüyor ve ardından İlhanlılar dönemine ait mumyaların sergilendiği Amasya Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. Amasya turumuzu tamamladıktan sonra, Çorum’a hareket ediyoruz.
Çorum'da meşhur Leblebi alışverişi yaptıktan sonra, İzmir’e dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Vereceğimiz kısa molaların ardından İzmir’e varıyor ve siz değerli misafirlerimizi aldığımız noktalarda bırakıyoruz. Bir sonraki turumuzda görüşmek üzere telefonlarımızda paylaşmaya doyamayacağınız fotoğraf kareleri ve ardımızda harika anılar eşliğinde turumuzu sonlandırıyoruz.