Akşam Saat 18:00-20:00 arası, siz değerli konuklarımızı belirlenen noktalardan alarak seyahatimize başlıyoruz. Fahrettin Altay Ziraat Bankası, Hatay Üçyol Otobüs Yazıhaneleri, Alsancak Lozan Kapısı, Ege Üniversitesi Acil, Girne Caddesi Bellima Tur Ofisi, Karşıyaka Anıt ve Bostanlı İskele gibi duraklardan katılım sağlayabilirsiniz. Yol boyunca verilecek uygun molalarla, Ayvalık ve Edremit üzerinden devam ederek, Çanakkale’ye ulaşıyoruz. Ardından 1915 Çanakkale Köprüsü’nden geçerek, sabahın erken saatlerinde İpsala Sınır Kapısına varıyoruz. Burada pasaport ve gümrük işlemlerini tamamladıktan sonra, Yunanistan’a geçiş yapıyoruz.
Turumuza katılabileceğiniz diğer duraklar ise; Foça, Aliağa, Dikili, Salihleraltı, Ayvalık, Gömeç, Ören, Burhaniye, Edremit, Akçay, Güre, Altınoluk, Küçükkuyu, Ezine, Çanakkale, Keşan ve İpsala Yol Ayrımlarıdır.
Yolda verilecek uygun kahvaltı ve ihtiyaç molaları ile Dedeağaç, Gümülcine, İskeçe, Kavala güzergahında ilerleyip, otoban üzerinde rahat bir yolculukla Selanik’e ulaşıyoruz. Otobüsümüzle gerçekleştireceğimiz panoramik şehir turuna, Osmanlı dönemi Hükümet Konağı, Aziz Dimitri Kilisesi, Atatürk Evi, Hamidiye Hastanesi, Osmanlı döneminin İlk Jandarma Süvari Okulu, Aristoteles Üniversitesi, Şadırvan ve Beyaz Kule gibi Selanik’in sembol yapıları ile başlıyoruz. Büyük İskender Heykeli, Rotonda, Galerios’un Zafer Takı ve Bey Hamamı görüldükten sonra, Aristoteles Meydanı'nda öğle yemeği ve alışveriş için serbest zaman sunuluyor. Atatürk Evi’ni daha önce ziyaret etmemiş olan misafirlerimiz, rehberimizin yönlendirmesiyle, Selanik Başkonsolosluğu bahçesinde bulunan Atatürk Evi’ni ziyaret etme imkanı bulacaklardır. Serbest zamanın ardından, Bedesten ve Hamza Bey Camii'ni görerek, Selanik’ten ayrılıyor ve Osmanlı dokusunun etkileyici yoğunlukta korunduğu, göl kıyısındaki Yunanistan’ın doğal güzellikleriyle ünlü kenti Yanya’ya doğru hareket ediyoruz.
Yanya Kalesi ziyaretimizde, kale içerisinde bulunan ve bugün Etnografya Müzesi olarak faaliyet gösteren Aslan Paşa Camii, Yanyalı Ali Paşa Türbesi, Fethiye Camii ve Yanya Valisi Ali Paşa tarafından yaptırılan Süvari Sarayı ile Osmanlı dönemi evlerini görerek, Pamvotida Gölü kıyısında akşam yemeği için serbest zaman veriyoruz. Yanya’dan ayrıldıktan sonra, İtalya’nın Bari şehrine geçmek üzere keyifli bir feribot yolculuğuna başlamak için Yunanistan’ın İgoumenitsa Limanı’na ulaşıyoruz. Adriyatik Denizi üzerinde konforlu bir feribot ile muhteşem bir gece yolculuğu bizi bekliyor.
NOT: Yunanistan-İtalya gece feribot seyahatinde yolcularımıza tahsis edilen koltuk türü uçak tipi Pullman'dır. Feribot yolculuğunu özel kamarada geçirmek isteyen misafirlerimiz için; 1, 2, 3 veya 4 yataklı kamara tahsis etme imkanı vardır (ekstra). Ancak turumuzu acentemizden veya internetten satın almak isteyen misafirlerimiz, kabin tipi ekstra ödemesini yapmadan önce mutlaka ofisimizden müsaitlik/rezervasyon onayı almalıdırlar. Seçtiğiniz kabin tipini onaysız satın almanız halinde yaşanabilecek aksaklıklardan acentemiz sorumlu tutulamaz.
Yunanistan–İtalya arasındaki Adriyatik Denizi'ni aşarak gerçekleştireceğimiz feribot yolculuğumuz sabah saatlerinde İtalya’nın liman kenti Bari’ye ulaşmamızla sona eriyor. Bari’den hareketle, öğle saatlerinde Pompei Antik Kenti'ne varıyoruz. İlk olarak, antik kent çevresindeki bir yerel restoranda serbest öğle yemeği alarak turumuza başlıyoruz. Vezüv Yanardağı’nın eteğinde yer alan ve yaklaşık 2000 yıl boyunca el değmeden günümüze ulaşan Pompei Antik Kenti'nde, rehberimizin anlatımları eşliğinde tarihi bir gezinti yapıyoruz. M.S. 24 Ağustos 79'da, Vezüv Yanardağı’nın faaliyete geçmesi sonucunda, antik kentin sakinleriyle birlikte küller altında kaldığı bu tarihi bölgede, Amfi Tiyatro, Casa dei Vettii, Gymnasium, Forum, Hamam, Tiyatro, Lupanare (Genel Ev) ve Apollo Tapınağı gibi önemli yapıları ziyaret edeceğiz.
Turumuzun ardından, Vezüv Yanardağı’nın eteklerinden geçerek, İtalya’nın Roma ve Milano’dan sonra üçüncü büyük şehri olan Napoli üzerinden Roma yönünde ilerliyoruz. Yol boyunca uygun bir tesiste verilecek akşam yemeği molasının ardından, Roma’daki otelimize yerleşiyoruz. Konaklama, Roma’daki otelimizde olacaktır.
Otelimizde alacağımız kahvaltı sonrasında, tam günlük Roma turumuz için otelimizden ayrılıyoruz. İlk olarak, dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Roma’nın sembol yapılarından Kolezyum’u ziyaret ediyoruz. Kolezyum, gladyatör dövüşlerinin yanı sıra, çeşitli halk gösterileri, deniz savaşlarının canlandırılması, hayvan avları, infazlar ve mitolojik dramalara da sahne olmuştur. Antik dönemin en ünlü arenalarından biri olan Kolezyum’u ve Roma Sarayı’nı gezdikten sonra, rotamız üzerindeki Palazzo Di Venezia’ya varıyoruz. Kısa bir fotoğraf molasının ardından, kentin diğer sembol yapılarından biri olan Panteon’a gidiyoruz. Antik Roma’nın tüm tanrıları için tapınak olarak inşa edilen ve 7. yüzyıldan sonra kilise olarak kullanılan Panteon, modern İtalya’nın ilk kralı II. Vittorio Emanuele başta olmak üzere pek çok önemli şahsiyetin mezarlarını barındırmaktadır. Panteon ziyaretimizin devamında, antik Domitian Hipodromu kalıntılarının da bulunduğu ve merkezindeki Dört Nehir Çeşmesi ile ünlü Navona Meydanı’nı görüyoruz. Ardından, dünyanın en ünlü çeşmelerinden biri olan Trevi (Aşk) Çeşmesi’ne geçiyoruz.
Burada vereceğimiz öğle yemeği molasının ardından tekrar buluşarak, 17. yüzyıldan beri varlığını sürdüren ve adını İspanya Büyükelçiliği’nden alan İspanyol Merdivenleri'ne doğru yürüyüş yapıyoruz. Antik Roma’nın en tarihi meydanlarından Popolo Meydanı’na geçerek, ünlü markaların mağazalarının ve keyifli vakit geçirebileceğiniz kafelerin bulunduğu bölgede serbest zaman veriyoruz. Roma’da geçirdiğimiz keyifli zamanın ardından aracımızla buluşup Vatikan’a doğru hareket ediyoruz. Seeland’dan sonra dünyanın en küçük ikinci devleti olarak bilinen Vatikan’da, rehberimizin Katolik mezhebinin ruhani merkezine dair anlatımlarını dinliyor ve arzu eden misafirlerimiz ile Aziz Petrus Bazilikası'nı ziyaret ediyoruz. Vatikan gezisinin ardından otelimize geri dönüyoruz. Roma’yı gece ışıkları altında görmek ve keyifli bir akşam geçirmek isteyen konuklarımız, rehberimiz ile birlikte yemekli “Işıklar Altında Roma” Gecesi'ne katılabilirler (ekstra). İtalyan müzikleri eşliğinde, ülke mutfağının lezzetlerini tadarak güzel anılar biriktireceğimiz eğlence dolu bu gecenin ardından otelimize dönüyoruz. Konaklama Roma’da otelimizde.
Not: Özellikle Vatikan’ın tüm bölümlerini ziyaret edecek misafirlerimizin, biletlerini önceden internetten almaları ve tur gününden en geç 1 gün önce rehberimize bilgi vermeleri gerekmektedir.
Otelimizde aldığımız kahvaltının ardından Roma’dan ayrılarak Floransa yönünde ilerliyoruz. Orta İtalya’nın Toskana bölgesinde yer alan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde bulunan, ortaçağ atmosferine sahip Piaza del Campo Meydanı ve şehir mahalleleri arasında düzenlenen ünlü at yarışlarıyla (Palio) tanınan Siena’ya varıyoruz. Burada, Ortaçağ ruhunu yaşatan sokakları ve 1348 yılından günümüze kadar gelmiş olan Siena Katedrali’ni (Duomo di Siena) görerek yürüyüş turumuza başlıyoruz. Ortaçağ’dan bu yana ayakta duran Belediye Sarayı, 102 metre yüksekliği ile İtalya’nın ikinci en büyük kulesi olan Mangia Kulesi ve Avrupa’nın en büyük Ortaçağ Meydanları'ndan biri olan Campo Meydanı'nda (Piazza del Campo) gezimizi tamamladıktan sonra serbest zaman veriyoruz. Ardından Siena’dan ayrılıyoruz.
Öğleden sonra Toskana bölgesinin başkenti Floransa’ya ulaşıyor ve görsel bir şölen tadında geçecek Floransa yürüyüş turumuza başlıyoruz. 1296-1436 yılları arasında inşa edilen ve Rönesans döneminin ilk önemli mimari yapılarından olan kubbesiyle ünlü Floransa Katedrali’ni (Cattedrale di Santa Maria del Fiore) ziyaret ediyoruz. Avrupa’nın en büyük kütüphanelerinden biri olan Milli Kütüphane ve Fransisken mezhebinin en önemli kilisesi olarak bilinen, Michelangelo, Galileo, Dante, Machiavelli gibi önemli İtalyanların mezarlarına ev sahipliği yapan Santa Croce Bazilikası'nı rehberimizin anlatımı eşliğinde fotoğraflıyoruz.
Buradan, adını önünde bulunduğu Eski Saray'dan (Palazzo Vecchio) alan ve çevresindeki heykeller nedeniyle adeta bir açık hava müzesini andıran Senyörler Meydanı’na (Piazza Signoria) gidiyoruz. Benvenuto Cellini tarafından yapılan bronz Perseus Heykeli gibi nefes kesici güzellikteki eserleri görerek, Eski Köprü’ye (Ponte Vecchio) ve sokak sanatçılarıyla ünlü Cumhuriyet Meydanı’na (Piazza Della Repubblica) doğru ilerliyoruz. Gezinti ve alışveriş için vereceğimiz serbest zamanın ardından, Floransa’nın Montecatini bölgesine geçiyor ve otelimize yerleşiyoruz. Konaklama Montecatini’de otelimizde.
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Montecatini’den ayrılarak Milano yönünde yolculuğumuza başlıyoruz. İlk durağımız, şehrin katedrali için çan kulesi olarak inşa edilen ve dünyaca ünlü eğik Pisa Kulesi'nin yer aldığı Pisa şehri olacak. Turumuz sırasında, şöhreti ile hem şehri hem de bağlı olduğu kiliseyi gölgede bırakan bu kulenin yanı sıra, Pisa Katedrali (Cattedrale di Pisa), Anıt Mezarlık (Campo Santo), San Giovanni Vaftizhanesi ve Mucizeler Meydanı'nı (Piazza dei Miracoli) rehberimizin anlatımları eşliğinde gezerek serbest zaman veriyoruz. Misafirlerimizle buluştuktan sonra Pisa’dan ayrılıyor ve İtalyan Rivierası boyunca kuzeye ilerliyoruz. Ligurya kıyılarının karakteristik sahil kasabalarından Rapallo’ya varıyor ve bölge hakkında rehberimizin bilgilendirmesini dinleyip serbest zaman geçiriyoruz. Arzu eden misafirlerimizle kısa bir otobüs yolculuğu ve keyifli bir vapur turu yaparak, rengârenk evlerle çevrili küçük limanı ile İtalya'nın ve Avrupa'nın en resimsel yerleşimlerinden biri olan Portofino’ya geçiyoruz. Keyifli zamanımızın ardından, Portofino ve Rapallo’dan ayrılıyor, Ceneviz (Genova) üzerinden ve Alpler ile Apenin Dağları arasından ilerleyerek, İtalya’nın Roma’dan sonra ikinci büyük şehri Milano’ya ulaşıyoruz.
Otomotiv, moda, sanat ve lirik opera merkezi olarak bilinen Milano'da, yapacağımız yürüyüş turumuza 15. yüzyılda Milano Dükü Francesco Sforza tarafından yaptırılan Sforza Kalesi’ni görerek başlıyoruz. İtalyan Operası'nın ünlü bestecilerinden Verdi’nin son operasını sergilediği, dünyanın en büyük ve tanınan opera salonlarından La Scala Tiyatrosu’nu, Milano’da 17 yıl yaşamış olan Leonardo Da Vinci'nin anıtını ve müzesini görüyoruz. Ayrıca, dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biri olup ünlü moda mağazalarına ev sahipliği yapan Vittorio Emanuele II Galerisi'ni ziyaret ediyoruz. Yürüyüş turumuzu, kentin en merkezi meydanı olan Piazza Del Duomo’da, Avrupa’nın dördüncü büyük katedrali olan Milano Katedrali'ni (Duomo di Milano) ziyaret ederek tamamlıyoruz. Akşam yemeği ve alışveriş için serbest zamanın ardından otelimize yerleşiyoruz. Konaklama Milano'daki otelimizde.
Kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra, MİLANO’dan ayrılıyor ve ülkenin doğal güzellikleri ile en çok ilgi çeken yörelerinden olan COMO GÖLÜ’ne doğru yola koyuluyoruz. Kıyılarını İtalyan ve Dünya ünlülerinin villalarının süslediği ülkenin bu üçüncü büyük gölünde serbest zaman veriyor ve dileyen misafirlerimizle ekstra bölgeye 45 dakikalık mesafede bulunan İSVİÇRE Alplerinin eteklerinde yer alan LUGANO’ya gidiyoruz. Adını ünlü Lugano gölünden alan bu şehrin tarihi binalarını ve restoranlarını görebileceğimiz bu gezimizde, gerekli bilgilendirmelerimizin ardından, lezzetiyle dünya çapında nam yapmış çikolatalarının tadına bakabilmek, ünlü İsviçre çakılarından ve saatlerinden edinebilmek üzere serbest zaman veriyoruz.
Lugano’da geçireceğimiz güzel zamanın ardından COMO GÖLÜ’ne dönüyor ve oradaki yolcularımızla buluşup VENEDİK yönünde ilerliyoruz. Yolda uygun tesislerde verilecek ihtiyaç molalarının ardından Ortaçağ ve Rönesans dönemi boyunca denizlerdeki en önemli kuvvet olduğu kadar 13. yüzyıldan 17. yüzyılın sonlarına kadar sanatın ve ticaretin merkezi olan Venedik Cumhuriyeti’nin başkenti VENEDİK’e geçiyoruz. Grand Kanal’a bağlanan kırk beş adet kanal ile çevresinde kurulu kentte yapacağımız yürüyüş turumuzda, İtalyan Krallığının kurucusu Vittorio Emanuele II Anıtı’nı, Hapishaneye giden mahkumların Venedik manzarasını son bir kez görerek iç geçirdikleri rivayetinden adını alan Ahlar Köprüsü’nü (Ponte Dei Sospiri), Venedik Cumhuriyeti’nin siyasi merkezi olan Dükler Sarayı’nı (Palazzo Ducale) İtalya’nın en büyüklerinden biri olan Aziz Marko Milli Kütüphanesi’ni (Biblioteca nazionale Marciana) görerek, Venedik’in simgesi San Marko Meydanı’na ulaşıyoruz. Bizans mimarisi sanatının en iyi bilinen örneklerinden, içerdiği zengin Bizans mozaikleri nedeniyle “Altın Kilise” olarak bilinen San Marko Bazilikası’nı da gördükten sonra, turumuzu tamamlıyoruz. Arzu eden misafirlerimizle, ekstra olarak düzenlenecek Gondol Turumuzun ardınan, gezinti, alışveriş ve akşam yemeği için serbest zaman veriyor ve otelimize yerleşiyoruz. Konaklama Trevisio’daki otelimizde.
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Trevisio'dan ayrılarak Zagreb’e doğru yola çıkıyoruz. Kısa bir süre içinde İtalya’dan çıkarak Balkan coğrafyasına geçiyoruz ve Yugoslavya'nın dağılmasından sonra bağımsızlığını ilk kazanan ülke olan Slovenya topraklarında ilerliyoruz. İlk durağımız, başkent Ljubljana’nın 50 km kuzeybatısında yer alan, Avrupa'nın en eski buzul göllerinden biri olan, doğayla çevrili Bled Gölü olacak. Doğanın içinde geçireceğimiz keyifli zamanın ardından, ülkenin başkenti Ljubljana'ya ulaşıyoruz. 11. yüzyılda inşa edilmiş olan ve Orta Çağ’da Carniola Kontlarının Sarayı olarak bilinen Ljubljana Kalesi, ortaçağ kenti ile modern şehri birbirine bağlayan kentin sembol yapısı Üçlü Köprü (Tromostovje), adını Slovenya’nın ünlü şairi France Preseren'den alan Preseren Meydanı, Ulusal Kütüphane ve Fransız Kilisesi gezimizde göreceğimiz yerler arasında bulunuyor.
Öğle yemeği ve alışveriş için verilecek serbest zamanın ardından, Ljubljana ve Slovenya’dan ayrılarak Hırvatistan’a geçiyoruz. Bugünkü son durağımız, ülkenin başkenti ve Tuna Nehri'nin en uzun kolu olan Sava Nehri’nin kıyısında kurulu Zagreb olacak. Gezimize Ban Jelačić Meydanı’ndan başlayacağız. Ev yapımı gıda ürünleri, taze meyve ve sebzelerin satıldığı geleneksel turistik çiftçi pazarı Dolac Market, Neo-Gotik tarzda inşa edilmiş ve Meryem'in Miracı, Macaristan Kralları I. Ladislaus ve Aziz Stephan’a adanmış Zagreb Katedrali, Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Aziz Marko Kilisesi gezilecek yerler arasında yer alıyor. Kent merkezinde gezinti ve akşam yemeği için verilecek serbest zamanın bitiminde otelimize yerleşiyoruz. Konaklama Zagreb'deki otelimizde.
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Zagreb'den ayrılıyor ve Niş yönünde ilerliyoruz. Öğle saatlerine doğru Hırvatistan’dan çıkarak Sırbistan topraklarına giriyoruz. Sırbistan'ın kuzeyinde bulunan ve verimli topraklarıyla ünlü Pannonian Ovası'nda, Tuna Nehri'nin güneyinden geçerek, Belgrad ve Paracin üzerinden gerekli ihtiyaç molalarıyla ilerleyerek, akşamın erken saatlerinde Niş'e ulaşıyoruz. Niş, Sırbistan’ın Belgrad ve Novi Sad’dan sonra üçüncü büyük kenti olup, Balkanlar’daki en eski yerleşim birimlerinden biridir. Tarih boyunca Doğu ile Batı arasında bir köprü görevi üstlenmiştir ve ayrıca Konstantinopolis'in (İstanbul) kurucusu ve ilk Bizans imparatoru olan Büyük Konstantin'in doğduğu şehirdir.
Kentte yapacağımız panoramik turun ardından, Roma kalıntıları üzerine 18. yüzyılın başlarında inşa edilmiş ve Avrupa’nın en iyi korunmuş Türk kalelerinden biri olan Niş Kalesi, kale içerisinde yer alan Osmanlı Hamamı, Bali Bey Camii, Kral Milan Anıtı ve Meydanı gibi yerleri görerek gezimizi tamamlıyoruz. Kent merkezinde bulunan Kral Milan Meydanı'nda gezinti ve akşam yemeği için verilecek serbest zamanın ardından otelimize yerleşiyoruz. Konaklama Niş'teki otelimizde.
Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Haçlı Seferlerinin güzergâhı olarak bilinen, Bizans döneminde "Ordu Yolu", Osmanlı döneminde ise Avrupa topraklarında ilerlerken "Sağ Kol" olarak adlandırılan Niş Vadisi rotasını izleyerek, Dimitrovgrad üzerinden Bulgaristan sınırına ulaşıyor ve Bulgaristan’a geçiyoruz. Ülkenin başkenti Sofya’da gerçekleştireceğimiz panoramik tur sonrasında, şehir merkezinde Aleksander Nevski Meydanı'na varıyoruz. Balkanların en büyüklerinden biri olan Aleksander Nevski Katedrali, İsimsiz Asker Anıtı ve şehre adını veren Ayasofya Kilisesi'ni görerek gezimize devam ediyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün Yeniçeri kıyafetiyle katıldığı baloya ev sahipliği yapan Orduevi, Rus Kilisesi, Parlamento ve Elçilikler gibi resmi binalar, halen Arkeoloji Müzesi olarak kullanılan Mahmut Paşa Camii ve Roma dönemi Serdica kentinin kalıntılarını rehberimizin anlatımları eşliğinde keşfediyoruz.
Şehrin merkezi meydanı olan Nezavisimost (Bağımsızlık) Meydanı'na varıyor, Sveta Petka Kilisesi, Banyabaşı Camii, Sofya Sinagogu, Sveta Sofya Anıtı ve Sveta Nedelya Kilisesi'ni ziyaret ederek turumuzu tamamlıyoruz. Modern mağazaları ve kafeleriyle ünlü Vitoşka Caddesi’nde gezinti, alışveriş ve öğle yemeği için serbest zaman veriyoruz. Ardından Sofya’dan ayrılarak uygun ihtiyaç molalarıyla Filibe (Plovdiv) üzerinden Meriç Nehri vadisinde ilerleyip Haskovo ve Harmanlı güzergâhından Kapıkule Sınır Kapısı'na ulaşıyoruz. Pasaport ve gümrük işlemlerimizi tamamladıktan sonra, Edirne-Keşan-Çanakkale yolu üzerinden sabah erken saatlerde İzmir’e varıyor ve siz değerli misafirlerimizle bir başka BellimaTur organizasyonunda görüşmek üzere vedalaşıyoruz.
